Mor ve Lila... Ah, bu renklerin uyumu! Sanki gökyüzüyle lavantaların aşkı gibi, değil mi? Benim gibi bir çiçek aşığıysanız, eminim siz de bu renklerin büyüsüne kapılmışsınızdır. Çiçeklerimde mor ve lila tonlarını kullanmayı o kadar çok seviyorum ki, anlatamam. Özellikle de Antalyanın o muhteşem güneşinde açan, mis kokulu frezyaları mor ve lila aranjmanlarla birleştirdiğimde ortaya çıkan tabloya bayılıyorum.
Düşünsenize, taptaze kesilmiş lila güller, yanlarında zarif mor menekşeler... Belki birkaç dal lavanta da ekledim mi, tamamdır! İşte size hem romantik, hem de iç açıcı bir buket. Benim dükkanıma gelen müşterilerimin çoğu, özel günlerde sevdiklerine vermek için bu renklerde çiçekler arıyor. Haklılar da! Mor, asaleti ve gizemi temsil ederken, lila da sakinliği ve huzuru çağrıştırıyor. İkisi bir araya gelince, adeta bir terapi gibi...
Ama sadece özel günler için değil, kendinizi şımartmak için de mor ve lila çiçekler harika bir seçim. Mesela, yorgun bir günün ardından evinize geldiğinizde, lila orkidelerle dolu bir vazo görmek sizi anında rahatlatacaktır. Ya da sabah uyandığınızda, komodininizin üzerinde duran mor sümbüllerin kokusuyla güne başlamak... İşte hayatın küçük mutlulukları!
Bu arada, Antalyada yaşıyorsanız çok şanslısınız! Çünkü burada her mevsimde birbirinden güzel mor ve lila çiçekler bulmak mümkün. Mesela, bahar aylarında açan mor salkımlar, yazın mis kokulu lavantalar, sonbaharda ise mor krizantemler... Benim dükkanımda da her zaman mevsimine uygun, taptaze mor ve lila çiçekler bulabilirsiniz.
Bazen soruyorlar bana, Neden bu kadar çok mor ve lila? diye. Cevabım basit: Çünkü bu renkler beni mutlu ediyor! Onları gördüğümde içimde bir şeyler kıpır kıpır oluyor. Belki de bu yüzden, mor ve lila çiçeklerle yaptığım her aranjmana sevgimi katıyorum. Ve eminim ki, bu sevgi çiçeklerden yansıdığında, alan kişiyi de mutlu ediyordur. Neyse, yine çok konuştum galiba. Ama ne yapayım, çiçekler benim tutkum! Eğer yolunuz Antalyaya düşerse, mutlaka dükkanıma uğrayın. Bir fincan kahve eşliğinde, mor ve lila çiçeklerin büyüsüne kapılmaya ne dersiniz?